28 Şubat 2016 Pazar

NEDİM GÜNSÜR

Naif bir ruhun peşinde, kentin içinde dolaşıyorduk. Yolumuzu şaşırınca bir ormana dalmışız. Sessiz yaprakların, tuhaf, ürperten esintinin içinde biri; 'Hişt' dedi... Sait'mi diye baktım, hayır o değildi. 'Hişt' gene dönüp baktım. Hiç bir şey görünmedi ama otlar yer değiştirdi. Sonra tepelerin ardından, kocaman, bir dudağı aşağıda, bir dudağı yukarıda bir dev çıktı; 'Bu dudaklara iman edecek tanrı var mıdır' dedi. Ah öyle ki Marki de Sade ziyarete gelebilir artık bizleri dedim. Yeni bir roman için. Görünüşe aldanma, pençelerim sizi perişan edebilir, ey görkünç melek diye ekledim. Azıcık bekleyin, gülerken ağlamak, ağlarken gülmek zamanı. Siz iyi bir kurbansınız, ruhunuz gözlerime ışık veriyor ve gecenin yarısında size kılıç dişli bir kaplan olduğumu göstermek için sabırsızlanıyorum. Sizi mutlanlı ve derin bir keder denizinin boşluğunda uluyan ve son iç çekişini görmek arzusuyla yanıp tutuşan bir gök taşı gibi tanımak ve kavramak istiyorum. İnanıyorum ki ilginizi çekecektir, belli bir saatten sonra postum kabarıyor, tırnaklarım uzuyor ve kürküme sarınarak gecenin karanlığına dalıyor ve ilahi gövdemin acılarını dindiriyorum ben. Çok izbe yerlerde dolaşıyor ve sizin kaburgalarınızı sızlatıp, kemiğinizi kemirirken, gecenin bekçilerine yakalanmamak için denize girip saklanıyorum. Ölümün Yunani şafağında, cinperi bir hata yaparak peşimden gelirseniz, denizin içinde büyüyen gözlerinize aldırmaksızın, kurbanımın, insan yüzlü kuşumun kanını içiyorum ben, anlıyor musunuz Harpy'im. Böyle mesellere ilgi duyan çok masum var, örümceğin ölümünü soruşturan, mazgalların ardında, çok değişik sesler ve yüzyılların içinden, dur duraksız acıntılarla kendisine iman edecek ve etin ekmek, kanın şarap olduğunu göreceksiniz diyen. Karanlıkların dölü ve ölümlerin ölümüyüm ben. Bu kadar yeter, gece yarısı şatonuzun odalarını dolaşmanızı istemem. Şu ölümcül öpücüğü alınız. Çok daha korkunç hayaletlerle haşır neşir olduğunuzu da biliyorum... Der demez naif bir tavırla Günsür, benimle hiç ilgisi yok bu metnin dedi. Sanat sağ elle sol kulağımızı tutmak mıdır diye inledi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder