28 Şubat 2016 Pazar
DOKTOR
Ülke dedi, volontarist bir egemenliğin tehdidi altında, rasyonel devinimler kendini göstermedikçe işimiz zor. Deluzyen bakış açısıyla analiz ettiğimizde, en küçük bir umut görünmüyor ufukta, elegant kesim ve aydınlar bu konuda kesinlikle hemfikir.
Dekadan görsellik baş tacı, seçkincilik temelde kalkınmanın motorudur, ne ki bugün vulger devrimcilik utkusunu kanla süslemiş olsaydı dahi, tünelden çıkış noktasında hiç bir realiteden söz etme olanağımız yoktur. Ruh açıcı olanla, düş kıran, köksüz dogmatizmle, derbederci fütürizm iç içedir bugün ve kakafonik hiyerarşi alıp başını gitmiştir.
Halkın, başka bir deyimle çoğunluğun iradesi, tarihin hiç bir döneminde çözüm olarak sunulmamıştır, görülmemiştir. Sentez zorunludur ve nifak, ittifağın diğer adı olmakla, tüm uygarlıklar geriye yaslanarak ilerlemenin yöntemini benimsemişlerdir; önce hız kazanmak için, gerilimle geriye gidilecek ve sonra bir roket gibi fırlayarak, gelişmenin evreleri aranacaktır.
Gerilemek hız kazanmak içindir ve ehven bir yöntem olarak benimsenmelidir, demagojik unsurların fundamental biçimde temizlenebilmesi için, diyagonal etimoloji ve metodolojik literatürün vazgeçilmez donelerinden biridir bu...
Bugün içinde bulunduğumuz kavramsal kargaşa, neolitik görünümlü kaos, tüm bilitlerimizi, tüm edinim ve kazanımlarımızı tersyüz ederek, anlağımızı bulandırmakla, bilinç zorbalığına dönüşerek günah işlemiş ve toplumu bireyin terminatörü, başka bir deyimle katledeni olmak sıfatıyla, yersiz biçimde ululamış, yüceltmiştir.
...
İroniyle peki dedim, bu denli şaşırtıcı ve yerinde teşhisler koyabiliyorsun da, çözüm noktasında özellikle sen, şu yaşamda neden sürüklenip duruyorsun?..
İşte o anda, tam bir sosyolojik doktor, bir ruh hekimiymişçesine kulağıma eğildi ve; ''Salt teşhis, tarih boyunca tedaviye bir olanak tanımamış, önayak olamamıştır'' dedi!..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder