28 Şubat 2016 Pazar

KARINCA

Mavi at döşemeleri kemiriyor, gölün kıyısında çığlıksız bir doğum, kızıl bir taç tutuşuyor alevin ardında, bir kuyruklu yıldız iniyor gökten, çiçekler serpiliyor bahçeye, ışık kamaları ayın renginde, bir çocuk elinden tutuyor peygamberin, yel değirmeni yürüyor denizde, uçurumlara doğru yerinden kayıyor dağ, su içtenlikle görevini yerine getiriyor, koltuk yer değiştiriyor, perde yavaşça kıpırdıyor rüzgârda, ampul yanıyor, kuşlukta ovaya iniyor köylü, ormandan baykuş çığlığı yükseliyor, yağmur çiseliyor, nükleer başlık giyiyor kentler, adalarda tangayla dolaşıyorlar, soba yanıyor kerpiçlerin arasında, derelerden bir kuş uçuyor, silah talimi işte çitlerin orda, örgü örüyor biri hırsla, gölgeler kulaç atıyor ırmak suyunda, ekmeğin buharı yükseliyor kamyonetten, yolun kıyısında düşünüyor biri, alandaki heykelin altında kalabalıklar, Arnavutluk'a yürüyor bir dilenci, mısır tarlasında haç gibi duran korkuluk, güneşin içinde inliyor öteki, karanlıkta yaklaşıyor Mikail, işte yelkenli bir gemi, rayların arasında ölü bir kertenkele, buğdayları titretiyor çekirge, Meksiko diye bağırıyorlar, buzlar arasında yürüyen görevli, aya gidiyor bir adam, sazların arasında duran balıkçıl, bulutlardan iniyor bir melek, yıldız içlerindeki helyum, dünya dört köşe diyen bilge, koşarak uzaklaşan bir maymun, kayalarda arı yuvaları, büyük adımlarıyla uzaklaşan fil ve kendini unutmuş düşüp kalkarak selam veren bir karınca, belki de her şey bir karınca, evet tek bir karınca!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder