29 Şubat 2016 Pazartesi

O (III)

Ölü sevicileriz biz. Vampir şatolarında yaşayan yarasalar gibiyiz. Gotik bir roman. Eurydike'sinden uzak, Orpheus 'un yasıyız.... Elementlerin tersinirliği, dokunma özgürlüğünün eylemi ve temas yoksunluğunun özlemiyiz biz. Atomlar çarpışmadıkça göz göze gelemeyiz. (Tüm sevilerimiz, sevgilerimiz, sevişmelerimiz boşluğa övgüdür bizim.) Gerçek olmayan gerçeklik, matriks ve Gödel, gastropod ve teaser, buzul çağları ve 'Büyük Brother'. Biz kuşu ölenlere, başsağlığı dileyenleriz. Savaş ve zafer naralarıyla ölüme gidenleriz. Bassus'un acısıyız biz. Yeşil ormanın, beyaz bulutların ve okyanusların balinası. ''Ah yaşamı üfleyende gitti seninle / Tanrılar da terk etti gidişinle / Kır hayvanlarının sesi kesildi / Erebos sessizlikmiş anladık şimdi.'' Metropollerde, ağaçlarla alay eden, sürgit parmaklarını sayan canlılarız biz. Bir bebek evren. Karbon testleri ve nitrojen, silisyum ve sifilis, sara ve obsesif kompulsifiz... Aç ol, kinini koru ve andını unutma!.. Vanadyum ve sardunya, in baykuşu ve samur, hipopotam ve yılan. Ve gök adalarda sörf yapan, topraktan gelip toprağa giden kahraman. Güneşe taptık, yıldız makinaları yaptık, Pegasus'a ulaştık. Boşluğun uzay yelkenlisi, hiçlikte yüzen Vega, ışık bileşenleri ve Roma, Corona ve düşlerde gezen bir kadırgayız biz. Neden gülme; korku ve dehşet, gözyaşı; acıma ve özlem yaratıyor. Gecenin belkemiğinde robotlar ağlıyor. Ve ölü kaslarından tayınlarımızla, kükreyen aslanlarız biz. Ruhları geride kalmış, gemi azıya almış, adrenalin delisiyiz. Vahşiyiz, ilençliyiz, kinliyiz. Biziz biz!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder