29 Şubat 2016 Pazartesi
KONTROPYA
Gezegenimizde en gelişmiş uygarlıklar sırasıyla, Saudi Arabia (Mekke Devleti), Persia (Farisiler) ve İndia (Hint Eli), en kötü ve geri kalmışlar ise USA (Birleşik Devletler), England (United Kingdom) ve Russia Republic (SSCB)... Son analizler bunu göstermekte ve gelişmeler doğruluğunu kanıtlamaktadır.
(Bizi tanrının varlığı ve yokluğundan ziyade, asıl meşgul eden, onun varlığı ya da y...okluğu noktasında bir karar veremeyişimizdir. Tanrının varlığından emin olsaydık, bir kaosa sürüklenmeyecektik, tanrının yokluğundan emin olsaydık eğer, korkaksı belki, ama bir o kadar birbirini seven toplumlar olacaktık. Tanrının yeryüzüne bahşetmediği cenneti aramamız belki de boşunadır, yine de onu yeryüzünde arayabilmeliydik. Belki de adil olmayan bir tanrının çocuklarıyızdır biz, ama yine de, insana kıymak tanrıya kıymak değil midir?.. Gerçeğe ve doğruya kimsenin ulaştığını, ona kimsenin yaklaştığını söyleyemeyiz. Tanrının bile kendini bilemediği, prematüre bir bebek ve belki de ilkinsil bir deneyiz biz.)
Geberit pisuarına yansıyan cinsel organ gibi.
''Saudi Arabia'da, kadınlar tüm insanlığın anası bir tanrıça muamelesi görürler. Diğer cinsiyetler ve sınıflarla asla aynı muameleye tutulmazlar. Ağır işlerde çalıştırılmazlar. Onlar ayrıcalıklı bir üst sınıf. Araba kullanmalarına bile ana tanrıçaya yapılmış bir saygısızlık gözüyle bakarlar. Onun çalıştırılması, antikitedeki kadim ve kadük, brahman ya da parya sınıfından biri sayılmasıyla eş anlamlı... Kadın, tanrıça katındadır orada... Göksel ve kutsaldır o!.. Onların forsalar gibi üryan, yarı çıplak ya da diğer insanlar gibi dünyevi, fiziki ve sosyal aktivitelerde görünmesi ve görüntülenmesi yasak ve çok ağır cezaları içermektedir.
Onlar örtünüyor ve insanlar gibi görünmüyorlar. Onlar birer yaratan. Onları gören gözler, görünmeyen bir alevle tutuşmuşçasına yanabiliyor. Ki onların gözleri dahi görünmeyenleri vardır. Onlar, kutsaldır.''
Dünyamızın en geri ve ilkel ülkesi ise, 'Birleşik Devletler', Amerika'dır. Ana tanrıçaların ve kadınların en çok aşağılandığı ülke... Onların hiç bir ayrıcalığı yok, diğer sınıflar ve ırklar ve kahrolası cinsiyetlerden hiç bir farkları yok!.. Yaratan ve tanrıça olanı bırakın, yarı tanrıçalar gibi bir sıfatları dahi yok!.. Onlar aşağı sınıftan ve insan olan herkes gibi çalıştırılıyorlar, üstelik her tür tecavüze uğruyor, aşağılanıyor ve yasalar serbest ilişki adı altında tüm olanları aklıyor!..
Günahkar olanlar elini kolunu sallayarak dolaşıyor ve kadınlar us kıran ve çıldırtan ezalarla eziliyor. Onlar türümüzün ilk bireyleri ve ilk çağlardaki insan soyları gibi sürekli aşağılanıp, 'İbrahimî Olan'ın, köle-insan amaçlayan Tanrı'sı gibi; çalıştırılıyor. Bir meta ya da para birimi gibi işlevleri var ve tek tek şıngırtılarla sayılıyor!.. Ve sonsuza dek anadan doğma, bir robot ya da cansız bir manken gibi kullanılıyorlar ve zamanı geldiğinde yapayalnız bırakılıyorlar. Oysa onlar bizim anamız, onlar bizim yaratanımız ve onlar bizim baş tacımız.
Fason dünya işte bu!.. Yeryüzü adını verdiğimiz, üçüncü gezegende neler oluyor!..
Araba sürüyorlar, iş makinalarının başına geçiyorlar, madenlerde geziyorlar, bir tanrıçaya yakışır mı bu, bir tanrıçaya reva mı bu!.. Ateşli silahlarla oynuyorlar, ölüp öldürülüyorlar, acımasızca hiçleniyorlar, ağır şiddetlere, tecavüzlere uğruyorlar ve ne yazık ki, en acısı da olağan şüpheli sayılıyorlar. Bu toplumlar, 1984, yani Büyük Brother'in gözetimi altındalar!..
Ya çocuklar... En az tanrıçalarımız kadar talihsiz, kuvözlerde, kreşlerde, dadılar elinde, demode mürebbiyelerde, ana okullarında büyüyorlar. Ebeveyn nedir bilmiyorlar, babalarına Tom, annelerine Marianna diye sesleniyorlar. Canlı, ama ruhsuz varlıklar. Öyle ki, evcil hayvanları ve kedilerini kesip yiyebiliyorlar. Ve hepsi birer Çaki!.. Ebeveynlerini de kesiyorlar, buzdolaplarında onlarla yan yana bir eroinman, bir morfinman, Lsd ya da kleptoman gibi yıllar geçirebiliyorlar.
Bu evreni hiçleyen, acımasız, geri kalmış toplumlar, eşcinselliği kutsayabiliyorlar, pedofiliyi izah edebiliyorlar, lezbiyenliği benimseyebiliyorlar. Evrenin yayılım skalasında üremesi gereken ırk ve cinsiyetlerin bu tür sapmalarla, göklere savaş ve zafer naralarıyla ölümsüz şualar ve lazerler tutmaya kalkışması, kendini ve tanrıyı yadsırcasına alaylar ve ezgilerle ve hoyratça haykırıp, uluması ne kadar doğru... Özgürlük ve demokrasileri yazık ki bu isimlerle anılıyorlar, oysa bütün bunlar birer sapma ve gereksiz ve ama bunları acımasızca bir imtiyaza çevirmekte istiyorlar.
Bütün bunların Büyük Brother gözetiminde yaygınlaşması toplumsal tecavüzlerin kanıksanması ve tolere edilerek finans dünyasının gökdelenlerinde gözden kaçırılması ve şanlı homo sapiensimizin hiçlenmesi sıradan olaylar.
Bu topraklarda yalnızlık, terk edilmişlik ve cana kıyım had safhada ve ölüler aylarca fark edilmiyor, hastalar ötenaziye terk ediliyor ve umarsızlığın pençesine düşenler, buz gibi koridorlarda, dehşet ve elem veren ameliyathanelerde uyutuluyorlar. Eksi 273 derece onların olmazsa olmazı ve vahşetle bezenen, durmaksızın kutsanan bir salıncağı!..
Bu dehşetten aklını yitirenler uzayın sonsuzluklarında yeni gezegenler arıyor. Düşler kuruyor. Bunların iflah ve ıslah olması için tüm insanlık duacı. Bunların rahibeleri, rahipleri, papa ve papazları yoldan çıkmışlar. Şaşılacak derecede şaşırmışlar! Dehşet ve paranoyaya esir olmuşlar!.. Hepsi elem veren birliktelik, azap ve keder veren eşitlik duygusuyla, utançsız ve sakınımsız ve kan içer gibi doyumsuzca halkları soyuyorlar.
Öldürmeyi kutsallık bilen, ölümü olağan sayan barbar topluluklar bunlar!.. Gdo, nükleer silahlar, termik santraller ve her tür ölüm şuası onların oyuncağı!.. Teknolojik üstünlük ve imaj tek amaçları. Başka bir amaçları yok!..
Bunlar dünyanın efendileri ama kozmosun ruh kaçkını canileri!..
Ve umarsızca, yüreğim kan içinde ve gözlerim kapalı, göz yaşlarımı tutamayarak;
Yüzyıllara, ölülerimize ve 'Son İç Çekiş' köylerimize bakarak;
Diyorum ki;
Tanrı hepimizi korusun!..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder