29 Şubat 2016 Pazartesi
O (I)
Ben karanlıkların ölümü olmak isterdim, ama ilk işimiz cennetten kovulmak oldu, bir sonraki ise Kabil'in Habil'i boğmuş olması.
Lilith'i sonsuza dek yok ettik. İsmail'i kurban etmeye kalkışıp, Musa'yı bir sepette terk ettik.
İsa'yı çarmıha gerdik. Muhammet'i pişman ettik. Hak tanırlık adına Sezar'ı kapitolün önünde delik deşik ettik. İskender'in ölüm seferlerine uygarlık dedik...
Çinliler... içine kapandılar. Hintliler başka bir dünya kurdular. Yeryüzü içinde yeryüzünü, Amerika'yı, kutupları, Everest'i keşfettik.
Biz hiç bir şey bilmiyoruz, hiç bir şey üretmiyoruz, bilineni yineliyoruz biz.
Biz bir yere gitmiyoruz, gittiğimiz yerlerden geri geliyor, geldiğimiz yerlere yine gidiyoruz.
Biz dönüp duruyoruz, bir hiçliğin içinde dolanıyoruz.
Bilgiler, bilimler, inançlar icat ediyoruz, düşlerin, düşüncelerin, sınırları içinde gezinip duruyoruz. Biz kendimizi kandırıyoruz.
Vandallığı kahramanlık belliyor, barbarlığı fetihler ve yeni dünyalar ele geçirmek sanıyoruz, biz hep kendimizi kuşatıyoruz.
Kendimizi yok etmek için çabalıyor, yeryüzüne düşmanlık besliyor, doğduğumuza lanet ediyoruz.
Biz ekin üretmiyoruz, çelişkiler içinde sürünüyor, bilinçsizce tükeniyoruz.
Biz tanrının kusuruyuz, kaprisiyiz, umarsız bir deneyin deneğiyiz.
Silahlar üretiyor, zehir saçıyor, herkesi ve her şeyi yadsıyoruz.
Olmuş olanın yokluğu, olmamışlığın yansımasıyız biz.
Biz inançsızız, biz anomaliyiz, biz hiçliğin kazancı, var oluşun utancıyız.
Biz bilgeler üretiyoruz; ölümü ululayan, resuller üretiyoruz; hiçliği arzulayan, bilgiler üretiyoruz; boşluğa uluyan, keşifler yapıyoruz ruhları aşağılayan...
Biz yaratılmadık, biz evrilmedik, biz aşama yapmış değiliz.
Biz gelişmedik, biz kendi içimizde kendimizi yedik, biz kendi kendimizle bile; baş edemedik.
Biz anlam okyanusları ve sonsuzluğun acıları ve uçurumları icat ederek tüm sorumluluğu olmayana yükledik!..
Tanrıyı icat ettik...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder