2 Mart 2016 Çarşamba

YAZI

Tanrıtanımazlık kavramıyla, tanrının varlığına sevdalı olup, bir ötekine yağılık besleyenle, uğru gözüyle bakan, kindarlık duyanlara şunu önerebiliriz; İki paralel doğru sonsuzda birleşir. Evrende zıtlık kavramı olanaksızdır. Halil Cibran'ın meselinde olduğu gibi bu tasımlar inançlıyı kutsal kitaplarını yok etmeye, inançsızı da kitaplığındaki o biricik kitabı okuyup bellemeye götürür. Anlamayanlar zalimdir ve bütün sorun bu olmalıdır. İzansız bir inananla, bilisiz bir inançsı...z, tanrı katında birdir!.. Birbirine yağılık besleyen, Habil ve Kabil meselinin ayırdığı, duyunçsuz olmakla övünçlü bu iki kişi, öbür dünyada, tanrı indinde aynı kişi olduklarını hayretle görecekler ve bunun hesabıyla sorgulanacak ve belki de sırf bu nedenle yanıp tutuşacaklardır. Gerçek günahkar bilmeden okuyan, anlamadan tapınandır. Ola ki tanrı yok diyenin ürperişini, umarsızlığını tanrı görüyor. Tanrıya, tözüne, yankısına, onun evrende kendini gösteren aksine sevdalanarak, kendini bir musikiye, bir duaya, bir iyiliğe ya da sessizliğin sesine dönüşen bir yalnızlığa adayan kullarını tanrı biliyor. Tanrı indinde, ona inanan ve gerçekten sevaba girenler, onun adına, kendini düşüncenin hazzına bırakanlardır!.. Onu yadsısa bile!.. Yaratmanın, varlığın biricik amacı düşüncedir. Aslolan düşüncedir ki, tanrının yoluna ancak böyle düşebilir, ona ancak böyle kavuşabiliriz. Sonsuz evrende var olmanın coşkusuyla yaşarız, ve ölümü, sonsuzluk duygusuyla kavrayabiliriz. Sonsuzluk, göz alabildiğine boşluk, yokluk ve hiçlik duygusunun adıdır. Yokluktan geldik yokluğa gidiyoruz. Tanrı var oluşumuzun adı, yokluk, var oluşun öbür yüzüdür ve birbirinden ayrılamaz. Tanrıyı yadsıyan, onun ardından gidendir, onun ardından giden yokluğa kavuşandır ve bu bir döngüdür. Algı ve düşünce biçimimiz ufukları aşar ve her ufuk, bir başka ufuğun yolunu açar... Düşüncedir bizi aydınlatan, elektriği bulan, enel hak diyen ve hatta göklere bakıp uluyan; her canlı kutsaldır. Kim ki düşünceye yön vermeye kalkar, şirk koşar ve tanrıyı yadsımış olur. Tanrının ereği, sonsuz açılım ve sınırsız düşüncedir. Var oluşun amacı budur. Tanrı evren ve biz bunun için yaşarız. Var oluş sonludur, düşünce sonsuz ve varoluş düşünceye, düşünce var oluşa evrilerek sürer gider. düşünce varlığımızın güvencesi, varlığımız düşüncenin evidir. Kim ki, tanrı adına hesap sormaya kalkar, bir sorgulama olan düşüncenin kendisini sorgulamaya kalkar, kendini tanrı yerine koyar ki, gerçek günah ve yadsıma yalnızca budur ve yalnızca bunun affı olmamalıdır!.. Ve kim ki, yalnızca tanrının adına birinin canını alır, var oluşa, düşünceye ve özünde tanrıya sırtını dönmüş olur. Gerçek ölüm budur ve tanrıyı öldürmeye kalkışan inançsız işte odur!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder