1 Mart 2016 Salı
THUBAN
'Zamandan önceydin, zamandan sonraya kaldın.'
İnançsızların Kitabı. Deccal'e Ağıt Yakan Tanrılar - Bölüm II
...
İşte orada, erimiş demir küre ve buzul çağlarını yaşayan mutant. İşte evrenin bir köşesinde, ipeksi iffetiyle dans eden su perileri, dağ fareleri, orman cinleri.
İşte yıldızların içinde sürüp giden akaid dersleri, haç çıkaranlar, istavrozlar, günah kulübeleri. İşte exodus.
İşte Evrenjanus'un karanlık koğuşları, işte sönmüş gezegenler, işte sonsuza dek uyuyan zen bebekleri.
İşte okyanusları kaplayan yıldız ölüleri, işte kuiper kuşakları, madalyonlar.
İşte uzayın derinliklerinde Sezar takları ve kısa kılıçları, kırmızı tolgaları, altın kemerleriyle lejyonerler ordusu.
İşte mangalar, tabyalar, taburlar. İşte yürek yakan aryalar, ağıtlar, şarkılar. İşte çarmıhında sabahlayanlar, kalojen kıkırdaklar, otologöz ve plazmonlar.
İşte dalga kılavuzları, implant yıldızı. İşte biz tanrıya üç dilden seslenebildik ama o bize sonsuz diller bahşetti diyen.
İşte Eden, İbrahîmî olan ve Gehennalar. İşte Arabî ve Aramî masallar. Ve işte Latino dilinden düş kuranlar.
İşte kan yurtlukları. Haçın yüreği, Siyon yıldızı, ay resimleri. İşte periferi, işte ekinokslar, kılıç izleri.
İşte güzellik çerağı, Meryem'in azabı, tamah oku, Temuçin'in gazabı. İşte beden hazineleri, ömür cevheri, işte maymunsular, hominidler, amipler.
İşte görünür evren, mitoz dağılışımız, ceset bahçelerimiz, insan yavrusundan çiçeklerimiz.
Ve işte o, bizi gören; bizim göremediğimiz, bizi duyan; bizim duyamadığımız, bizi bilen; bizim bilemediğimiz.
Kendimiz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder