1 Mart 2016 Salı
PLUTO
Sulla, kapitolden ayrıldı ve anarko kapitalizmin meşalesini yakmak için, sütunların içinden Appulia'ya doğru yola çıktı. Bizden enerji emilim düzeyini yükseltmemizi isteyen, kara sermayedir dedi Kato. Remüs ve Remülüs, aç makineler gibi kükredi Plüto'nun göklerinde. Ulumalar Jüpiter'den Roma'nın varoşlarına kadar yayıldı, mermerlerde duyuldu.
Polide'ler -çoklu düşünenler- erk yanlısı örgütlerle bir araya geldiler. Eytişimsel özdekçilik araya girdi. Alplerde bin bir çeşit diyalektler belirdi. Pireneler'deki falanjistler Pantheon'u basarak Orion'u parçaladılar. Sosyo endüstri çağlarının serfleri, Tiber'den Rubicon'a kadar alaylarla yürüyüp haykırdılar. Sömürüye karşı ve 'Revolution' yanlısıydılar.
Patrici ve plepler faşizme karşı tek vücut oldular. Lejyonerler kırmızı pelerinleriyle Adriyatik göklerinden, Roma'nın içlerine yaklaştılar. Gramatürjiler solfej sesleri arasında kırları, bayırları dolaştılar. Otomatlar Apeninler'den, Güney İtalya'ya doğru yola çıktı. Kompütür orduları, Venüs'ten hareketle, Sardunya'ya ulaştılar.
Seneca, kürsüden gece yarılarına dek süren, 'Kötülük Olağandır' konulu bir söylev verdi. Düşünce değil, düşünsüzlük egemendir yeryüzüne. 'İyilik, Olağanüstüdür' dedi. Hipokondriler ve sanal birlikler Frenze'de kümelendiler. Siena'da, Galya bayraklarıyla Augustus'un süvarileri dizildiler.
Saksonya ormanlarında bülbüller gene öttü, yıldızlar yollarını yinelediler. İlençle, sövünç, utançla, sevinç, utkuyla, ezgi birbirine karıştı. Doğuda, İndia inançlarına özgü, 'Bilinç Boşalımı' seansıyla milyonlar, eliptik yuvar hücrelerini yenilediler. Gri yumru açlıkla doldu. Biyolojik atalarımızın yerini, elektronik ebeveynler aldı. Ataerkil paranoya sona erdi.
Ontolojik öngörüler yerini, kurgul usa bıraktı. Songörü'ler kodekslerde yerini aldı. Kaotik bir umut vardı. Mimari paralaks ve maddeci teoloji geride kaldı. Otomatik tüketim, lekeli humma, organik malarya ve tüm sayrılıklarla, Octavianus devre dışı oldular.
...
'' Bir kuş beni meftun etti, gönlümü yaraladı diyerek, kuşbazlara onu incitmeksizin tutunuz emrini verdiğini işittim. Tıpkı buyurduğu biçimde, kuşbazların gelip, altın yaprakları şıngırdar ağaçları, ökselerle donatarak, bir takım tuzaklar kurduğunu gördüm. Gümüş rengi bir aydınlıkta, kırmızı güneş ovaları ısıtıyordu. Zümrütten ırmaklarda çiğdemler, yaseminler oynaşıyor, söğütler saçlarını tarıyordu. Doğa ana ökseye tutulmamı bekliyordu. Ben ise bu suretle tutulmayı canıma minnet bilerek, sevdiğim için daldan dala uçuşup, gezinirken, arzuyla tuzağına yakalandım''.
Öğle olmuştu...
Yeni Sezar, Pantheon'undan, son sürüm IPhone'uyla, 'Radioteatro' dinliyordu!..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder