1 Mart 2016 Salı
HAŞEPSUT
"Ona bakmak diğer her şeyden daha güzeldi"
Hattuşil altın tekerlekli şarıyla sana geldi.
Nedimelerin hurma yapraklarıyla, yelpazeleriyle yanımdan geçti.
Güller eğildi, goncalar açtı, afyon kozalakları apak göğsüne vardı.
Çıldırtan endamın surları kuşattı, görücüler duvarlardan sarktı.
Yollara aktı gür sarmaşıklar ve kâhin Puhueba yıldızlara baktı.
...
Dedi; Onun kutsal yarığının karanlıklarından sonsuzluğa geçeceğiz.
Onun aylası kasık aralarından, ışık kaması gibi parlayacak.
Ak piramitlerinin eteklerinden perilere varacağız.
Doruklarında satirler el ele görülecek.
Ey dilinin lav sfenksleriyle, tamuyu kül eden ece
Alevlerin savurup, rüzgârların püskürdüğü gece
Acunun tüm orduları önünden geçecek.
Ey göklerin Haşepsut'u
Ok kirpikli, canını; canlardan alan
Ey ateşlerin özünü kavurduğu...
Ey küllerinden doğan güneş.
Gecelerimi ışıklara boğan ay.
Sesi yeryüzünün saraylarından duyulan
Doğunun sütunlarından yayılan misk.
Kederler veren güzellik.
Ey tapınakların bilinmeyeni...
İnananların özündeki kıvılcım.
Ey yazıtlardaki karmaşık çizgiler
Yansıların, yankıların düşlenmez gizi.
Ey ölümsüz ruhlardaki asimetrik evren
Hasdrubal'ın eşi.
Unutma beni...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder