29 Temmuz 2018 Pazar

BEYNELMİLELİZM

 
Neden Arabi isimlerimiz var, bu ahım şahım bir konu değil, kaygılanmak gereksiz, Bünyamin, İshak, İlyas'la dolu Anadolu, hepsi Musevi ismi, bizim köyün adı İsabey ben yandım mı şimdi!.. Lübnan'ın ozanı Adonis, Anadolu kültünden bu isim... Aaa Alp dağları neyin nesi, bize gelince benzerlik diyen köpeciklerden kurtulamadık gitti. Demek ki sorun değil, dünya kültürü böyle... Üzülmeyin biz köklü bir ulusuz!.. Hiç olmayacak kadar, bunu herkes biliyor, biz hariç!..
Atilla Macarların ulusal kahramanı, Hunların hükümdarı, Roma'ya göre de Tanrının Kılıcı... Mamma Mia Turchia efsanesi Osmanlı'dan kaynaklı değil, bir Attila efsanesi. Attila, Hakan, Fatih, Yakup, İlyas, Hektor, Muhammed, Che bütün dünyada insanların çocuklarına verdiği isimler, çağ devrimini, alışkanlıklarını ve dayatmalarını yaratır!.. Bütün Avrupa hatta Arjantin çocuklarına Hektor ismi veriyor Hektor Babenko, Hektor Berlioz, ama bu kültürün asıl muhatabı Türkiye de, köpeklere veriliyor bu isim, Büyük Önder'in bile kutsadığı adamın ismini köpeklere veren bir nesilin köle ve sömürge toplumunun bir medarı iftiharı olması nasıl da kaçınılmaz değil mi!.. Yazıklar olsun bu mantalitenin köpeklerine!..
Bu işin elbet biçimsel yanı, işte içerikle birleştiren toplumlar bu kültürel ivmeyi, harikalar yaratıyor. Karl Marks'ın Karl'ı (Karolenjler) hanedan ismi, İsaac Newton'un İsaac'ı yalvaç İshak, Attila Josef Macar şair, Muhammed Ali Clay'ın Muhammedi ne peki, dünya renklerle, kültürlerle, teknolojilerle, şarkılarla türkülerle bir bayram yeri ve bir kolezyum, becerilerini iyi sergileyen kazanıyor ama!...
Peki sorun ne bu konularda, sorun Türkiye Cumhuriyeti'nin haklı ya da haksız kültürel konularda korkunç bir araz göstermesi ve 193 ülke arasında 149. sıraya demir atması, bu bile sorunun ne denli derin olduğunun göstergesidir. Çünkü Türkler tarih boyunca imparatorluklar ve öncül devletler kurdu, inceleyebilirsiniz, aksini söyleyebileni duymak isterim.
Biz hatayı nerede yapıyoruz, bir kere kültürümüzü daraltmak için can atıyoruz, geri kalmaklığın birinci kuralıdır bu, ikincisi biçimle uğraşmayı adet edinmişiz, ye kürküm ye mantığıyla saygı göreceğimizi sanıyoruz, oysa tilkiyi bir kere aldatabilirsin, kürkün sentetik ya da uydurma olduğunu anlayan düşmanınız ikinci rauntta size gülümseyecektir!..
İncil'i boynuna tasma yapmaktan başka bir işe yaramayan İngilizceleriyle övünüp gerinen Afrikalılar gibi, salt dil öğrenerek kukumav kuşları üretiyoruz, bunu bir kere Çin denedi Afyon Ülkesi oldu, kurtuluncaya kadar anası ağladı, şimdi Çince İngilizceden fazla konuşuluyor. Dil değil çeviriyle uygarlıklar oluştu tarihte, dil köleler ve tasmalı zihinler yaratır görüldüğü gibi, üçüncüsü teknoloji düşmanıyız, geri kalmak ve Rize'de tahta Ferrari yarıştırmakla oyalanıyoruz, yüz yıldır yerli araba üretememiş bir toplum bu duruma düşüyorsa, bu toplum sömürenlerin taklitçisi, ucuz bir Papağancısıdır olsa olsa, çünkü burjuvazinizin tamamı, hala yerli araba rantabl değil diyebilen kuyruklu piyano sesi çıkarabilen evrilmiş maymunlarla dolu!..
Bu piyanocuların bir adet Bach'ı yok ama yüz yıldır, Bahtı kara bu piyanocuların!.. Olmayacakta bunu bilin, çünkü piyano üretmeden, bir kültürü eylemcil yanlarıyla özümsemeden, taklitçi boyutlarıyla şınav çekerseniz, sendeler yere düşer , kroke olursunuz, bunu tarih söylüyor ve salsa oynar komparsita yaparsanız şinanaylarla, her daim sonuncu olursunuz canlarım!.. Üstelik karga keklik gibi yürümek istemiş, derken kendi yürüyüşünü unutmuş mavalına gark olursunuz!..
Konu çok uzun, ama uzun yazıyı okumak zahmetine katlanmayan İvedik toplumuyuz biz, onun için kısa kesmek zorundayız!..
Bakın Avrupa zerre kadar kendisiyle ilgisi olmayan, İyon-Anadolu kültürünü sahiplendi, özümsedi ve Voltaireler, Shakespeareler ve Habermaslar yetiştirdi, siz ne yaptınız Yunus dindar, Evliya Çelebi deli, Oğuz -sümme haşa, öküz!- bu yaklaşım toplumun mankafalaştırıldığının kanıtsal anlamda doruk noktasıdır, O yetmedi Osmanlıyı Türk değil, Arap fellah, Anadolu halkı çapulcudur dediniz, çarıklı erkan lafını üreten sinikler -köpeksi- bugünkü durumumuzun mimarıdır.
Sonuç şu; bu toplumda herkes birbirini suçluyor ve aşağılıyor, keçi koyuna koşarken şeyin görünüyor diyor, koyun seninki hep açıkta diyor, 'şerli' köylüyü kokarca ilan ediyor, şerlinin 'hükümdarı', 'Köylü Türk'ün efendisidir' diyor, köylüde şerliye 'mama' diyor tabi, haklı çünkü Yeşilçam garabetinden alıyor bu hakkı ve akla kara, doğruyla yanlış inanılmaz derecede birbirine karışıyor.
Sorunun kanıksanması değil düğümün bir yerde çözülmesi için, biçimsellikten uzaklaşmak, derinleşmek ve eylemlerinizi özümseyerek, kültür, sanat, bilim ve teknolojide adımlar atmak, mankurt toplum olma sevdasından vazgeçmek ve teoriyle, biçimle değil, eylemle, pratikle oyalanmak. Araplar geri kalmış doğru, ama Çanakkale'de sizleri denize gömen İngilizler kadar düşmanınız değil aslında, çünkü onlar Vahdettin'e gemi tahsis etmedi!..
Kim suçlu peki, hepimiz, baştan sona, hepimiz!.. Ama o kadar değil, bu silsile aşağıdan yukarıya değil, yukarıdan aşağıya doğru, çünkü aydınlarımız tasmalı köle öncelikle bizim!..
Batıyı taklit noktasında kalmışız. Oysa Grek kültürü dedikleri -yanlış bu da bir ahmaklaştırma opreasyonu- Mısır ve Sümerleri özümsedi ve yararlandı, Abbasi ve Endülüs İyon-Anadolu kültürünü özümsedi, -Anadolu uygarlık yatağıydı tarih boyunca bugün hariç- kendine rehber edindi ama 'şapkayla' değil dikkat ederseniz, Biruniyle, İbni Sina, Rüşt ve El Kindiyle dostlarım, bu gerçeği kabul etmediğiniz sürece Almanya'ya iki ayaklı ham madde gönderirsiniz ama, sizin erkinizin lideriyle 'poz verdi' diye cümbür cemaat aşağılanmaktan kurtulamazsınız ve içinizde buna sevinenler, sömürge bir toplumun evlatları olarak, sırıta kırıta kahve köşelerinde, diskolarda, rezidanslarda nalları dikeceği günü bekler ve Kapıkule'den çıkar çıkmaz donlarınız aranır.
Onların gerekçesi hazır ama, bu toplum gönüllü misyonerler yetiştirme de öyle ustaki, tarihi eserlerimize batı bir yolunu bulup el koyuyor dediğimde, onlar iyi koruyor ama diyen TANRI KATINDA İDİOT BİLE KABUL EDİLEMEYECEK MAHLUKLAR GÖRDÜM BEN!..
Sonuç, isim resim sorunu değil, isimlerimiz Osmanlı kültüründen kalıt, gurur duymayı öğrenmedikçe ezilmek sizin şanınız olacaktır, çünkü üç Mustafa var Osmanlıda, en büyüğü sizin Mustafa ama ve peygamberinizin mahlaslarından biri o, ama siz adım neden Abdi, lakabım neden Şaban dedikçe Rize'de daha çok Ferrari yarıştırırsınız!..
Çünkü siz içeriğe, özümsemeye, üretmeye değil taklit etmeye programlanmış maymunlarsınız. Fasonizm kurbanlarısınız. Fasonizm; Taklit, kur tak piyasaya sür, üretme tüket ideolojisinin dünya arenasındaki köle devletlerin bel bağladığı abra kadabra doktininin adı. Onun için kullarınız liderinizle poz verdi diye tüm Almanya ayağa kalkıyor, Hitler'le yan yana duranlar bile bu kadar dile düşmedi, neden, siz sömürgesiniz vallahi, şamar oğlanısınız, içinizde bu duruma sevinenleriniz cabası, mazohizm bunun adı, acı çekmekten hoşlanmak!.. Külliyen tabi!.. Ama gerekçeleriniz dudak uçuklatıyor biliyorum!..
Romanofllar, Sovyet devini, 1789'un Frenk eyaleti nükleer güç Fransa'yı, Sanayi devrimi İngiliz ve Amerikan Kingkongunu yarattı, beğenmediğiniz Osmanlı 600 yıl dünyanın incisi oldu (Konstantinopl için inci sözünü levanten yazarlar üretti sizin herzeniz değil) peki ne oldu da zamanı gelince yıkılan Osmanlı'nın bakiyesi dünya arenasında madara oldu, Sovyet, Birleşik Krallık, Frenk Horozu varken, suç kimin Osmanlının, inandım yahu! Yahu bu meyanda -tavşandan şapka çıkaran- tek meyus millet siz çıktınız kardeşlerim, kusura bakmayın!
Bitmedi Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi diyen köklerine kadar haklı!.. Siz yüz yıldır terör cumhuriyetisiniz, ithalatınız ihracatınızın üç katı, şimdi kalkın ayağa bir İzmir marşı söyleyinde kafamızı bulalım! Böyle hengame olmaz olsun. Haklıysanız vallahi özür dilerim, haksızsanız bir zahmet aşağıya bakın iyi mi!..
Sizi Allah kurtarsın!
Her zaman ki gibi!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder