23 Eylül 2016 Cuma
KİTABE
I
Senin yarı çıplak, mermer rengi adımların yüreğimi yakıyor. Onlar tapınağımın sütunlarıdır. Bak ceylanlar nasıl da kıskanıyor.
II
Ben uykulara varmadan sütunların arasında dolaşır, galerilerinde gezer, dehlizlerine girer ve dört nala giden atım, birden şaha kalkarak, parıldayan nalları kıvılcımlar saçar!..
III
Her gece ay batana dek senin yamaçlarında gezinirim ben, kayalıklarından iner, ırmaklarına girer, topraklarını sürerek, ışıltılı tepelerden araf yolcuları gibi kayan yıldızları izlerim.
IV
Bütün gece, senin koyaklarında, bir iman yeli gibi, cirit atarım ben.
V
Ve tan ağarır.
VI
Senin göğsünün uçları umru dutlarıdır. Beyrut kokularıdır. Onlar Urart vadilerindeki üzüm salkımlarıdır.
VII
Dolunay sağrılarının kımıldanışında, sönük kalır.
VIII
Senin körpecik tüylerin mayhoş kokular yayar. Delirir ruhlar. Irmak cinlerimin boğazı kurur, dili yanar.
IX
Biliyorum, görkemli salınışının titrettiği nice dağlar var. Senin narin boynunda dolanan dilim, bana can verir, susuzluğumu giderir.
X
Sen uzanır uzanmaz, ötücü kuşlar ışıldayan zülüflerinde yuva yapar. Sen sevilmedikçe solansın, sen bakılışına doyulmaz, öpüldükçe güzel olansın.
XI
Rabbim seni bana bağışlamış. Ekmeğim sen, şarabım sensin. Ruhum her gece yollarını arşınlar. Karanlığımın güneşisin.
XII
Seni rabbime bağışladım ben. Kendinden geçişlerin Taberiye gölünün sularıdır. Sen benim ahiretliğimsin. Süzülüşün Petra vadilerindeki gül kokularıdır.
XIII
Aşkım sana, imanım sanadır benim. Şattülarabım. Ruhumun kabri, gönlümün kaprisisin. Yüreğim senin avuçlarında, ölümüm ellerindedir senin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)